Bir süredir cildimde bir takım kabarcıklar hissetmeye başladım. Bunlar su toplayan bir yapıya sahipti. İlk zamanlar pek önem vermedim. Ancak zaman geçtikçe sayılarının arttığını gördüm. Birazda olsa acı veriyorlardı. Aylardır cildimde gelişen bu kabarcıkların bir hastalık olduğunu öğrendim. Cildiyede bu hastalığımın adı ise Pemfigus Vulgaris olarak tanımlanıyordu.
Yüzeysel kaşıntısının yanı sıra acı da çektiriyordu. Tüm çektiğim bu acıların nedeninin yıllardır içimde birikmiş olan üzüntünün ve stresin neden olduğunu öğrendim. Bunu öğrendiğimde ise buna kimler sebep olduysa hepsini sövgüyle andım. Şimdi sizlere bu rahatsızlığımı ve sürecini anlatmaya çalışacağım.
Tabi bunları yazmak yaşamaktan daha kolay. Ama oldukça acı veren, hem fiziksel hem de psikolojik olarak yıpratan bir hastalıkmış. Aslında Pemfigus Vulgaris maceram 5 ay önce başladı. Bu hastalığı öğrenmem ise yaklaşık bir ay öncesine dayanmaktadır.
5 ay önce ağzımda diş etlerimde rahatsızlık olmaya başladı. Yemek yemekte zorlanmaya başladığımı fark ettim. Bir kaç ay sonra spor sonrası duş alırken sırtımda bir yanma hissetim. Aynı açık yaraya su değdiğinde meydana gelen hafif sızıya benzer bir yanmaydı. Farkında olmadığım bir sivilce düşüncesiyle önemsemedim.
Pemfigus Vulgaris ile tanışma
Cildinizin düşmanı Pemfigus Vulgaris in etkisi
Sonraki günlerde bu yanmaların artmaya başladığını hissettim. Elimle temas ettiğimde ve aynaya baktığımda içi su dolu küçük kabarcıklar olduğunu gördüm. Önce yediğim bir şey alerji yaptı diye düşündüm. Sonra sıcaklar nedeniyle oluyor galiba dedim. Rahatlatıcı kremler ile çözüm bulmaya çalıştım. Fakat olmadı ve gün geçtikçe çoğalmaya, daha da rahatsız edici olmaya başladı. En son stres kaynaklı olduğuna karar verdim ve bir Cildiye Uzmanından randevu almaya çalıştım. Sağlık sistemi o kadar kötüydü ki hiç bir hastaneden Cildiye için randevu almak mümkün olmadı. Sonra Zona olduğumu düşünerek büyük uğraşlar sonucu bir Nöroloji uzmanından randevu alabildim. Fakat zona olmadığımı biliyordum.
Amacım sadece bir uzmana görünüp Cildiyeye sevk etmesini sağlamaktı. Nitekim doktora açık açık derdimi anlattım ve Cildiyeye ulaşamadığımı, bana bu konuda yardımcı olmasını rica ettim. Doktor hanım bana hak verdi ve sağ olsun şimdiki doktoruma bir kağıt yazarak ilgilenmesini rica etti. Cildiye uzmanı muayene etti. Fakat o günlerde rahatsızlığım durağanlaşmıştı ve bana bir kaç ilaç yazdı. Ayrıca “eğer iyileşme olmazsa biyopsi yapalım” dedi. Bu arada ben hastalığımı araştırmaya devam ediyordum. Bir gün arama çubuğuna su toplamış kabarcıklar yazdım ve karşıma Pemfigus Vulgaris çıktı. Gördüklerim okuduklarım karşısında şok olmuştum. Nadir görülen bir hastalık olan Pemfigus eğer tedavi olunmazsa oldukça tehlikeli ve öldürücü bir hastalıktı. Korkular ve stres daha da arttı.
Öncelikle herkes kendi doktoru olmalı
Ben bu araştırmaları yaparken ilaçlarım bitti ve ne yazık ki tedavinin hiç bir faydası olmadı. Bu arada doktorumun kontrol süresi dolmuştu. Bin bir zorlukla Cildiye doktorumdan yeni bir randevu alabildim. Zaten en son çare olarak biyopsi alınma kararı verilmişti. Aynı gün içerisinde pek çok tahlil verdim ve biyopsi için patolojik parça alındı. Cildiye hastalıklarının tedavisinde genellikle kortizon ilaçları kullanıldığı için doktorum genel bir sağlık taraması istedi. Kemik ölçümü, göz ölçümü, eksik aşılarımın olup olmadığına kadar değerlendirildi. Şeker ve tansiyon gibi kronikleşmiş hastalıklarım olup olmadığı araştırıldı.
10 gün sonra patoloji sonucum çıktığında Pemfigus Vulgaris teşhisim kesinlik kazandı. Sonuçları aldıktan sonra doktorum nasıl bir tedavi uygulayacağını anlattı. Sakin olmamı söyledi ve hastalığımı daha da detaylı bir şekilde anlattı. Desmoglein değerlerime bakılacaktı. Pemfigusta desmoglein’e karşı otoantikorlar oluşur. Desmoglein, bitişik epidermal hücreleri dezmozom adı verilen bağlantı noktaları aracılığıyla birleştiren “yapıştırıcıyı” oluşturur. Otoantikorlar desmogleinlere saldırdığında, hücreler birbirinden ayrılır ve epidermis, akantoliz adı verilen bir fenomenle ayrılır. Bu, kesilen ve yaralara dönüşen kabarcıklara neden olur. Daha pek çok tetkik gerekiyordu çünkü bu hastalık sadece streoid yani kortizon tedavisi ile iyileşiyordu.
Tedavi Süreci
Genel olarak tahlil sonuçlarımın hepsi gayet iyi geldi. Doktoruma göre sonuçların iyi olması benim için büyük şanstı. Çünkü alacağım streoid bağışıklık sistemimi düşürecek ve beni her türlü hastalığa karşı korumasız hale getirecekti. Aslında sürekli gözetim altında olmam için hastaneye yatırılmam gerekiyordu. Ancak Covid-19 ve diğer bulaşıcı hastalıklar risk faktörü oluşturuyordu. Bunun için tedavi sürecini evde geçirmem daha doğru olacağına karar verildi.
Sonuç
Sonuç olarak hastalığımın başlamasının üzerinden neredeyse 6 ay geçti. Bu arada 5 kilo verdim. Vücudum da yaralar oluştu ve bu yaralar iyileşmiyordu. Ağrılar ve kaşıntılar nedeniyle uyku düzenim de iyice bozuldu. Tüm bu olumsuzluklarla birlikte yaşam kalitem de düştü. Uzun uğraşlar sonrası hastalığımı öğrendiğimde hastalığım orta dereceye yükselmişti. Eğer araştırıp peşine düşmeseydim bu hayattan yaralar içinde acı çekerek gidecektim.
Şimdi artık daha iyi hissediyorum. Çünkü Pemfigusu tanıyorum. Onu bedenime uğramış bir misafir olarak kabul ediyorum. İlk zamanlar ona çok kızgındım şu an bu kadar kızgın değilim. Benim için gelip geçici bir rahatsızlık olduğunu düşünüyorum. Çünkü yolun çok başındayım.
Artık tedavim başladı. İlaçlar ilk etapta ağır gelse de kullanmak zorundayım. Elbet bazı yan etkileri olsa da ben onları da en aza indirgemeye odaklandım. Bu süreçte benim yapmam gereken, kendime iyi bakmak, sağlıklı beslenmek, stres ve üzüntüden uzak durmak.
Bu yazıyı hazırlamamın en önemli nedeni de benzer bir rahatsızlığı olup kendini çaresiz hissedenlere yol gösterici olmasıdır. Eğer benzer sıkıntıları varsa bir an önce hastalıklarını tanımaları ve bir fikre sahip olmalarıdır.
İyileşiyorum
Çünkü iyileşiyorum;
Artık sinir, stresten uzak kendimce bir hayat süreceğimi bildiğim için iyileşiyorum.
İyileşiyorum; artık negatif olan her şeyden uzak duracağım.
İyileşiyorum; çünkü bana iyi gelen her şeyin yakınında olmak istiyorum.
