Sanal dünyanın karanlık yüzü sosyal medya çöplüğü. Sosyal medya platformları, insanlar arasındaki iletişimi kolaylaştırırken, bilgiye ulaşmayı hızlandırmaktadır. Dünyanın dört bir yanından haber almak güncel olaylardan anında haberdar olmak için sosyal medya bir gereklilik haline dönüşmüştür. İnsanların her an dijital platformlarda zaman geçirmesi beraberinde bazı ciddi sorunları da getirmiştir. İşte bu yazımda, bana göre sosyal medyanın “çöplük” olarak adlandırılması gereken olumsuz yönlerini anlatmaya çalışacağım.

Sosyal medya bağımlılığı, dijital platformların insanları köleleştirmesi olarak tanımlanabilir. Bu platformları kullanma amacı ise insanların karakterine bağlı olarak değişkenlik göstermektedir. Sosyal medya platformlarının sürekli güncellenen içerikleri, insanlar arasındaki iletişime yön vermektedir. Beğeniler, yorumlar ve emojiler gibi ödüller, kullanıcıları reel hayatta eksikliğini çektiği pek çok şeye kolayca ulaşmasına olanak sağlamıştır. İşte sosyal medyaya olan bu bağımlılık, insanları gerçek dünyadan kopmaya ve sosyal ilişkileri olumsuz etkilemektedir.

Sosyal Medya Çöplüğü
Sosyal Medya Çöplüğü

Sosyal medya çöplüğünde sahtecilik

Bu tür platformlar, sahte haberlerin ve yanlış bilgilerin hızla yayılmasına zemin hazırlayabilmektedir. Fakat toplumda yanlış bilinç oluştur. Günümüzde insanlar sadece düşünsel sahteliği değil, görsel sahteliği de yoğun olarak kullanmaktadır. Hayatlarındaki eksikliği, yaşama dair gerçekleşmemiş hayallerinin üzerinden bambaşka bir dünya yaratıyorlar. Gerçek hayatlarından çok farklı bir yaşamı yansıtabilmektedir. Sosyal platformlar insanlara yalan söylemenin ne kadar kolay olduğunu öğretmiştir. Çünkü insanlar gerçek hayatta birbirlerine yalan söylerken hareketlerinden, tavırlarından yalan söylediği endişesi taşırlar. Oysa sosyal medyada kimse kimsenin gözlerinin içine bakmak zorunda değildir. Böylece yalan söyleyip karşısındakini kandırmak basitleştirir.

Bu platformları kullanma yaşı yasal olarak 13 olarak belirlenmiştir. Bunun nedeni ise kodlayıcıların sorumluluğu kullanıcıya yüklemesidir. Sosyal medya platformlarını kullanan herkes oradaki davranışlarından sorumludur. Tabi günümüzde bu sınır daha da aşağılara düşmüştür. Artık yaşlısından gencine herkes aynı yaştadır. Genel anlamda amaç, haber almak kendi hayatından kesitler paylaşmak olsa da sosyal medyayı amacına uygun kullanan kişi sayısı oldukça azdır. Gerçek yaşamda görmediği ilgiyi bu platformlarda gören insanlar için sosyal medya vazgeçilmezdir. Cinsel açıklarını gidermek için bu platformları kullanmaya başlamıştır.

Sosyal medyada kişisel gizlilik sorunları

İnsanlar özel hayatlarını ve kişisel bilgilerini sosyal medya platformlarında edindikleri dostları, arkadaşları ve tabi ki sevgilileri ile rahatlıkla paylaşır hale gelmiştir. Aslında bu ciddi bir psikolojik sorun olarak da yorumlanmalıdır. Hatta bu psikolojik sorun Narsisizm – kişilik bozuklukları ile örtüşmektedir. Kim olduğundan bile emin olmadıkları insanlarla hiç yüz yüze gelmeden ailevi sırlarını, eşiyle ilgili sorunlarını anlatırlar. Bu insanın nasıl bir karaktere sahip olduğunu, ona verilen bilgileri hangi amaçla kullanacağını düşünmezler. Bu platformları kullanan kişilere aktarılan bilgilerin ne amaçla kullanılacağı kişinin ahlakına kalmıştır. Ayrıca sosyal medya platformları da kullanıcıların kişisel verilerini toplar ve bazen izinsiz olarak kullanır. Bu durum kişisel gizlilik ihlallerine ve veri sızıntılarına yol açar. İşte asıl tehlikeli olan da budur.

Yakın gelecekte iş başvurusu yapan kişilerin öz geçmişi dijital dünyada ki varlığı üzerinden araştırılıp bilgilerine göre işe alım yapılacaktır. Sosyal platformlarda bıraktığımız izler, siyasi duruşumuz, ahlaki tavırlarımız, mesleğimiz, daha önce çalıştığımız yerlerde sergilediğimiz tavır ve davranışlara bakılarak dünya görüşümüz hakkında fikir sahibi olunacaktır. Bunu yıllar önce bir makalede okumuştum, makalede yapay zekanın neler yapabileceğini ve gelecekte insan üzerindeki etkilerinden bahsediliyordu.

Sosyal medyada bilgi körlüğü ve bilgi filtreleme

Sosyal medya, kullanıcılarını belirli bilgi veya görüşlerle sınırlayıp ve bilgi körlüğüne yol açar. Kullanıcıların sadece kendi görüşlerini teyit eden bilgilere maruz kalmaları, çeşitli görüşleri veya bilgileri engellemektedir. Gösterilen ilgiye göre kendine yeni algoritma geliştirir. Buna göre akışı düzenler. Yani bizler neye ilgi gösterirsek sosyal algoritmalar akışımıza onları düşürür. Bunun yanı sıra kullanıcılar kendi paylaştıkları bilgilerin doğruluğu konusunda insanları hemfikir olmaya zorlar. Bu durumu zorbalık olarak da nitelendirebiliriz. Başka bir deyişle manipülasyon ile bir tür ayrıştırıcı güç kullanarak algı oluşturmak için zemin hazırlamakta kullanabilirler. Ayrıca paylaştıkları bilgileri istedikleri gibi şekillendirip olaylara kendi istedikleri gibi yön verebilirler. Sosyal medya kullanıcıları kişileri linç etmekten çekinmezler. Linç ettikleri kişiler hakkındaki bilgileri kendi algılarına göre yönlendirip, kendi yaşam ve düşünce tarzına uygun olmadığı için düşman olarak görebilirler. Bütün bunlara sebep olan şey bilgiyi doğru kullanamama veya gerçekliğinden emin olmadan körü körüne inanmaktır.

Sosyal medya çöplüğü içindeki ilgi açlığı ve ruh sağlığı

Sosyal medya çöplüğü ile ortaya çıkan hastalıklar

Bu platformların yoğun kullanımı, zihinsel sağlık sorunlarına, özellikle de depresyon ve anksiyeteye yol açmaktadır. Sanal dünyanın sürekli karşılaşılan mükemmel görüntüleri, insanları gerçek hayattan soyutlamaktadır. Günümüzde sosyal medyada var olmak, etkileşim almak, ilgi çekmek gibi unsurlar bir tür yarış haline gelmiştir. Sosyal medya çöplüğü aslında ilgi çöplüğü olarak da tanımlanır. Kullanıcılar ilgi alanlarına göre paylaşımlar yapıp, kişilerle etkileşime girmektedirler. Dünya görüşleri ya da eğilimleri neler ise o tür etkileşimlere yönelmektedirler. Siyasi kutuplaşmalar, inanç çatışmaları insanları birbirine düşmanlaştırıp hedef haline getirir veya ölümcül sonuçlara neden olur.

Bunların dışında porno, cinsellik, erotizm, istismar, pedofili, yemek pornosu, acı pornosu gibi bir çok içerik kirliliği ortaya çıkmaktadır. Bu tür içerikler zamanla bir tür kazanç kapısı haline gelmiştir. Kişiler ya kendilerini ya da başka insanları kullanarak bu durumu rant haline getirmiştir. Kötücül insanlar başkalarından topladıkları bilgileri kullanarak yaşamları tehdit etmekten çekinmezler. Gerek görsel gerekse kişisel bilgileri arşivleyip bunları kendi çıkarları için kullananların sayısı her geçen gün artmaktadır. Bu konuda en yaygın kullanılan unsurların başında da seks objesi olarak kullanılan kişiler gelir. Sosyal medyada kullanıcılar onlarca maske kullanarak pek çok farklı kişilikle varlıklarını sürdürebilirler.

Tıpkı Carl Gustave Jung‘un Persona ve Gölge kuramında olduğu gibi. Gün içinde sayısız maske takıp pek çok farklı kişilikle insanları kandırabiliyorlar. Yapay zeka insanları kendine bağımlı hale getirmek için her geçen gün kendini yenilemeye devam ediyor. İnsanlar da her geçen gün onun kölesi haline geliyor. Bu platformlar ilk kullanılmaya başlandığında amaç boş zamanını değerlendirmek, tanıdığı ve artık göremediği arkadaş ve akrabalara ulaşmak ve oyunlar oynamaktı. Fakat dijital evrim o kadar hızlı ve kolay ulaşılır oldu ki, kişiler bir anda evlerindeki telefon ve bilgisayarı ceplerinde buldular. Artık dünya insanlığın elinde oyuncak olmuştu. Aklına gelen her şeyin bir tuşla evine odasına telefonun kamerasındaki yerini aldı. İnsanlar artık sosyal medya kullanımı bağımlılığı gibi psikolojik sorunlar nedeniyle tedavi görmektedir. Bu rahatsızlığın adı “ördek sendromu” olarak tanımlanmaktadır.

Nedir bu ördek sendromu?

Ördek sendromunu anlatmadan önce kısaca bu rahatsızlığa neden ördek sendromu denildiğinden bahsedelim. Bazen suyun üzerinde sakince yüzen ördekler görürüz, o kadar çabasız ve halinden memnun görünürler ki onların bu haline bakıp gülümseriz. Fakat durum hiç de dışardan göründüğü gibi değildir. Ördek suyun üzerinde süzülebilmek için sürekli ayaklarını hareket ettirme çabasındadır. Yani aslında bizler suyun altında devamlı çırpınan ördeğin ayaklarını görmeyiz. Fakat görünürde zarifçe süzülen bir ördeği dalgın bir şekilde izleriz. İşte sosyal medya kullanan ve sürekli çok mutlu çok huzurlu ve varlıklı görünümü veren insanların çoğu bu durumu sergilemek için sürekli bir çaba içerisindedir. Fakat diğer kullanıcılar bu durumun bilincinde değildir. Kendi yaşamındaki olumsuzlukları diğer kullanıcıların yaşamları ile karşılaştırıp bu durumdan psikolojik olarak etkilenirler.

İşte ördek sendromu rahatsızlığı, özellikle sosyal medya platformlarında çok fazla vakit harcama eğiliminde olan kişilerin karşı karşıya kaldığı bir durumdur. Bu durum kişinin sürekli olarak sosyal medya akışlarını kontrol etme, yeni içeriklere bakma veya güncellemeleri takip etme isteği ile karakterizedir. Bağımlılık arttıkça kişi diğer işlere odaklanma yeteneğini kaybedebilir ve odaklanma sorunları yaşayabilir. Başka kullanıcıların yaşamlarını izleyerek kendi hayatları ile karşılaştırırlar. Sürekli bilgi alımı, kişinin zihinsel ve duygusal sağlığını olumsuz etkileyebilir. Ördek sendromu yaşayan kişiler, gerçek dünyadaki sosyal etkileşimleri azaltabilirler. Sosyal medya platformlarında daha fazla zaman harcamak gerçek hayatta olmaktan daha keyifli ve daha zahmetsizdir. Ördek sendromu, sosyal medya platformlarının tasarımında kullanıcıların dikkatini sürekli olarak çekmeyi amaçlayan yönteme dayalı sorunlardan sadece bir tanesidir.

Daha sonra hayatlarındaki eksiklikleri gidermek için ilgi göreceği paylaşımlar yapmaktır. Birbirlerini tanımayan insanların aynı paylaşımları yaparak bu kirlilikleri yaymaları, onların bunlara olan açlığının göstergesidir.

Sonuç

Sonuç olarak, sosyal medyanın bir de karanlık yüzünün olduğunun farkında olmak ve sosyal platformları bu bilinçle kullanmak gerekmektedir. Daha sağlıklı bir çevrimiçi deneyim için sosyal medyayı kullanım amacı çok önemlidir. Doğru kullanıldığında dijital platformlar sesimizi duyurmak için en uygun alanlardır. Hedef kitleye verilecek mesajların içeriği ve bu mesajların nasıl algılandığı önemlidir. Bu mesajların beraberinde getireceği olumsuzlukların da farkında olmak gerekir.

Yıllar önce izlediğim “Black Mirror” dizisinin bir bölümünde sosyal medyanın insanları nasıl yozlaştırdığından bahsediliyordu. O zamanlar senaryonun sadece bir kurgu olduğunu düşünmüş ve pek fazla önemsememiştim. Ancak günümüzde, insanların tıpkı dizideki gibi duyarsız ve umursamaz hale geldiğini görmek beni kaygılandırıyor. Bu endişe verici yozlaşmanın sonu gelmeyecek gibi görünüyor. Gün geçtikçe, insanlar daha bencil ve hırslı hale gelmeye devam ediyorlar.

Sosyal medya, faydası olan bir araçtır, ancak olumsuz etkileri de göz ardı edilmemelidir. Kullanıcılar, bilinçli bir şekilde sosyal medya kullanımını dengelemelidir. Sahte bilgilere karşı dikkatli olmalı ve çevrimiçi etkileşimlerde saygılı ve hoşgörülü olmalıdır. Sosyal medya çöplüğünün etkilerini azaltmak için daha fazla bilinç yaratmak ve bu sorunları ele almak önemlidir.

Benzer Gönderiler