Bu yazımda sizlere ölümle yaşam arasında kalan Dorothy Eady yani Omm Seti’nin hikayesinden bahsedeceğim. Bu sıra dışı hikaye Antik Mısır ile ilgili bir araştırma yaparken karşıma çıktı. Okudukça meraklandım ve konuyu araştırıp yazmaya karar verdim. Hikayede Dorothy Eady adlı bir kadının reenkarne olmasından bahsediliyor. Bu ilginç hikayeyi anlatmadan önce isterseniz Reenkarnasyon nedir sorusunu yanıtlayalım.

Reenkarnasyon, bir kişinin bir yaşamdan diğerine geçtiği düşünülen bir inanç sistemidir. Ancak reenkarnasyon inancı genellikle kültürel, dini veya spiritüel bir bağlam içinde ortaya çıkar.

Reenkarnasyon’nun tanımı, bir ruhun bedenden bedene geçmesi olarak da yorumlanmaktadır. Bu geçişin de önceki yaşamlardaki deneyimlere bağlı olarak şekillendiği düşünülmektedir. Bu nedenle, bir kişi yaşlı bir ruha sahip olduğunu düşünüyorsa, bu durum onun önceki yaşamlarda edindiği deneyimlere veya yaşadığı derslere atıfta bulunabilir. Ancak, reenkarnasyon bilimsel bir temele dayanmamaktadır. Buna bağlı olarak da farklı kültürlerde farklı biçimlerde ortaya çıkmaktadır. Kişinin inançlarına ve spiritüel bakış açısına bağlı olarak, bu hayattan gitmiş bir ruhun başka bir bedenle yeniden dünyaya gelmesi olarak adlandırılmaktadır. Şimdi gelin Dorothy Eady’nin yaşadığını iddia ettiği bu ilginç olaya bir göz atalım.

Dorothy Eady – Çocukluk yılları

Dorothy Eady, 1904 yılında Londra’nın Woolwich bölgesinde doğdu. Terzi Reuben Ernest Eady ile Caroline Mary Eady’nin tek çocuğudur. Henüz 5 yaşlarındayken talihsiz bir kaza geçirir. Evlerinin bodrumuna inmeye çalışırken ayağı kayar ve dengesini kaybeder ve merdivenden aşağı kadar yuvarlanır. Ailesi gürültüyü duyup yanına gittiğinde Dorothy nin yerde hareketsiz yattığını görüp büyük bir panik yaşar. Hemen aile doktoruna haber verilir ve doktor Dorothy’e yardım etmek için onun yanına gider. Fakat artık onun için yapılacak bir şey olmadığını çünkü düştüğü an da öldüğünü söyler ve bu yönde rapor yazar. Aile büyük bir üzüntü ile polis ve savcının gelmesi beklemek için yukarı çıkar. Dorothy’i orada bırakırlar. Gelen savcı ve doktor ile birlikte yeniden bodruma indiklerinde Dorothy’i oturmuş oyun oynarken bulurlar. Herkes buna çok şaşırır, küçük Dorothy’nin anne ve babası doktoru yanlış teşhis koymakla suçlar. Tartışmalar, şikayetler, karşılıklı suçlamalar derken aradan zaman geçer ve yaşanan trajedi normalleşir.

Ölümle Yaşam Arasında
Ölümle Yaşam Arasında

Ölümle yaşam arasında kalmanın ağır yükü

Dorothy Eady: Omm Seti’nin Sıra Dışı Hikayesi

Tabi bu durumun Dorothy’nin hiç bir yara almadan normal hayatına devam etmesiyle de alakası vardır. Çünkü küçük kız hiç bir şey olmamış gibi oynayıp zıplamaya devam ediyordur. Arada sırada anne babasına beni evime götürün diye ısrar etse de aile bu ısrarları önemsemiyordu. Dorothy büyüyüp genç bir kız olduğunda durumu daha da garipleşiyor. Evin yabancısıymış gibi garip davranışlar sergilemeye değişik bir aksanla konuşmaya başlıyor. Geceleri garip rüyalar görüyor ve uykusundan uyanıp hiç bilmediği bir dilde yazılar yazmaya başlıyor. Onu uyandıranın kim olduğu hakkında bilgiyi çok sonra aktarıyor. Gelen kişi, ondan bir deftere yazılar yazması istiyor. Ama o bu yazı dilini hiç bilmediği için okuyamıyor. Fakat nasıl olduğunu bilmediği bir şekilde yazı yazmaya devam ediyor. Bu uyandırma ve yazmalar uzun süre devam ediyor. Kimseye bu garip durumdan bahsetmiyor. Sadece ebeveynlerine sürekli olarak “beni eve götürün” diye baskı yapıyor. Ancak ailesi de sürekli “senin evin burası” diyerek onu susturuyor.

Gerek okul hayatına gerekse sosyal hayatına uyum sağlamakta zorlanan Dorothy oldukça zorlu bir çocukluk dönemi geçirmiştir. Okul hayatında öğretmenleriyle çok sorunlar yaşıyordu. Pazar okulu öğretmeni onun Hristiyanlığı eski Mısır dinleriyle karşılaştırdığı için derslerden uzaklaştırdı. Dulwich Kız Okulu’nda, Tanrı’yı “​​koyu Mısırlıları lanetlemeye” çağıran bir ilahiyi söylemeyi reddettiği için atıldı. Katolik ayinlerini dinlemek için Roma Katolik kilisesine düzenli ziyaretler yaptı. Ancak bu alışkanlık anne ve babasının Roma Katolik rahibi ile görüşmesi ile son buldu. Bu ve benzeri olaylar, Dorothy’ yi hep karmaşaya ve dışlanmaya itti. Dorothy Louise Eady’nin hayatı, gizemli olayları ve farklı inanç sistemleriyle iç içe geçen bir hikaye sunmaktadır. Onun ilginç yaşam öyküsü, tarih ve mistisizm severler için her zaman büyüleyici bir konu olmuştur.

British Museum ziyareti

Bir gün ailesi Dorothy’nin ısrarlarıyla onu British Museum’u ziyarete götürmüştü. Genç Dorothy müzeye girince başka hiç bir şeyle ilgilenmeden New Kingdom tapınağının sergilendiği odaya gider ve bir fotoğraf karşısında donup kalır. Bir süre sonra etrafındakilere “İşte benim evim!” diye duvardaki resmi gösterir. Herkes şaşkınlıkla ona bakarken resmi incelemeye devam eder ve “Ağaçlar nerede? Bahçeler nerede?” diye sorar. Önünde durduğu ve hayranlıkla izlediği resim ise Büyük Ramses’in babası I. Seti’nin tapınağıdır. Dorothy müze odasındaki herkese orada doğup büyüdüğünü söylemeye başlar. Ardından heykellerin ayaklarını öperek halkım dediği Mısır odalarının koridorlarında mutlulukla oradan oraya koşar. O Günden sonra her fırsatta British Museum’un Mısır odalarını ziyaret etmeye devam eder. Bir gün müze odalarını gezerken onu hiyeroglif çalışmalarına yönlendiren E. A. Wallis Budge ile tanışır.

Bütün bu karmaşanın içinde Birinci Dünya Savaşı patlak vermiştir. Savaşın tam ortasında kalan Dorothy bombardıman saldırılarından kıl payı kurtulup, büyükannesinin Sussex’teki evine taşınmak zorunda kalır. Orada daha sakin ve güvenli bir yaşama kavuşan Dorothy, Eastbourne halk kütüphanesinde eski Mısır üzerine araştırmalar yapamaya başlar. Bir gün büyükannesine küçük bir kızken, Firavun I. Seti’nin mumyasının gece ziyaretine geldiğini anlatır. Fakat ailesinin onu pek dikkate almadığının farkındadır. İyice psikolojik dengesi her geçen gün bozulan genç kız sürekli kabuslar görmeye başlar ve ardından uyurgezerlik sorunları baş gösterir. Bu davranışları nedeniyle birkaç kez sanatoryuma dahi kapatılmıştır. Oldukça sıkıntılı bir çocukluk ve gençlik dönemi geçiren Dorothy, on altı yaşında okulu bırakır. Artık bundan sonra babasının sinema endüstrisine dair araştırmalarına katkıda bulunacaktı. Britanya’daki müzeleri ve arkeolojik alanları ziyaret etme şansını bulmuştur. Bu araştırmalar onun geçmişe olan ilgisini daha da güçlendirmeye başladı. Artık Dorothy L. Eady’nin hayatı, Mısır sevgisiyle şekillenen sıra dışı bir serüvene dönüşmüştü.

Ölümle yaşam arasında

Ölümle yaşam arasında yaptığı kısacık yolculuk Dorothy’nin hayatında çok büyük yıkımlar yapmasa da onu olağan üstü bir serüvene sürüklemiştir. Ancak onun hikayesi sadece bu dünyaya ait değildir. Zira Dorothy bundan önceki hayatında, Mısırlı bir rahip olan I. Sety’in metresi olduğunu söylemektedir. İnsanlara, Mısırlı rahip 1. Seti ile olan ilişkisini ve tapınağı hakkında da oldukça detaylı bilgiler verir ve orasının evi olduğunu iddia etmektedir. Dorothy kendi ifadesine göre, Antik Mısırda doğmuş yaşamış ve yaşlı bir kadın olarak ölmüştür. Daha sonra Dorothy’nin bedeniyle tekrar dünyaya gelmiştir. Diğer bir deyişle geçmiş hayatına dair bu anıları Reenkarnasyona bağlamaktadır.

Mısır’a, eve gidiş: Omm Seti (Seti’nin Annesi)

Dorothy, Londra’da üniversite eğitimi alan Mısırlı bir öğrenci olan İmam Abdel Meguid adlı gençle sırf Mısıra gitmek için evlendi. Kahire’de eşinin ailesiyle birlikte yaşamaya başlamıştı. Bu evlilikten doğan oğluna Seti ismini veren Dorothy tüm aile tarafından sevilen biri oldu. İmam Abdel Meugid ile evliliğinden bir oğlu oldu. Adını da I. Seti’ye olan sevgisinden dolayı Seti koydu. Bundan sonra Omm Seti (Seti’nin Annesi) olarak anılmaya başlandı. Aklı sürekli Abidos’ta olan Dorothy Mısırdaki bazı arkeologlar ile iletişime geçerek onlara Mısırlı rahip I. Sety ile yaşadığı iddia ettiği ilişkisinden bahsetti. Ayrıca Antik Mısır dönemine dair birçok detayı da hatırladığını söyledi. Abidos kentide bulunan 1. Seti Tapınağı’nın detayları, tapınak mimarisinin incelikleri ve dönemin sosyal yaşantısı hakkında bilgiler verdi. Bu bilgiler uzmanlar tarafından incelendi ve bilgilerin arkeolojik keşiflerle uyumlu olduğu tespit edildi. Bu bilgiler doğrultusunda Karnak Tapınağında yapılan kazılar yeniden yön bulmuş oldu.

Ölümle Yaşam Arasında - Dorohty L. Eady - 1. Seti Tapınağı
Ölümle Yaşam Arasında – Dorohty L. Eady – 1. Seti Tapınağı
Ölümle Yaşam Arasında - Dorohty L. Eady - 1. Seti Tapınağı
Ölümle Yaşam Arasında – Dorohty L. Eady – 1. Seti Tapınağı

Sonuç

Ancak Dorothy Eady’nin iddiaları bilimsel olarak kanıtlanabilir bir Reenkarnasyon örneği olarak kabul edilmemektedir. Psikolojik bir olay sonucunda ortaya çıkan anılar ve inançlar, genellikle bilimsel açıdan eleştirilmektedir. Eady’nin hikayesi, “Reenkarnasyon inancı ve geçmiş hayat anıları hakkında tartışmaları canlandırmış ve bu alanda yapılan araştırmalara ilham vermiştir” gibi bir açıklama yapılarak, konu örtbas edilmiştir. Ama yine de Dorothy Eady’nin yaşamı, Reenkarnasyon inancıyla ilgili derin düşüncelere sevk eden bir örnek olmuştur. Hatta bugün bile onun iddiaları, insan zihninin karmaşıklığı ve geçmişle bağlantı kurma arzusu konusundaki ilgi çekici bir örneği sunmaktadır.

Bence, Reenkarnasyon bilim ve din arasına sıkışmış bir bilinmezlikten ibarettir. Ancak karşılaştığım ve okuduğum oldukça ilginç vakalar olsa da bilim bana bunun olasılık dahilinde olduğunu kanıtlamadıkça Reenkarnasyona karşı mesafeli olacağım. Fakat itiraf etmeliyim ki, Dorothy Eady hakkında araştırma yaparken kendimi garip bir şekilde ona yakın hissettim. Tabi bu durum benim Antik Mısıra olan tutkum ile ilgili de olabilir. Çünkü ben de zaman zaman kendimi o döneme ait hissediyorum. Bunun en büyük etkeni ise şahsen tanışma şansına sahip olduğum ünlü yazar Wilbur Smith’tir. Antik Mısır ile onun kitapları sayesinde tanıştım.

Benzer Gönderiler